Herkese selamlar dostlar yeni bir bültene hoş geldiniz! Bugün 20 Ekim 2024.
Bültende bu hafta Intel ve AMD yeni işbirliklerini duyuruyor, YouTube Premium Lite adında yeni abonelik modelini teste sokuyor, Linux'a DLSS 3 Frame Generation geliyor ve Windows 10'un desteğinin kesilmesine 1 yıldan az bir süre kalıyor.
Az önce bahsettiklerim ve daha fazlasına geçmeden önce bu bölümün sponsoru olan Hosting Dünyam'dan bahsetmek istiyorum.
Hosting Dünyam ucuz ve kaliteli VDS çözümleri sağlıyor. Seçenekler arasında Intel ve Ryzen işlemcili VDS'ler seçebiliyorsunuz, seçtiğiniz VDS'leri özelleştirme imkanı sağlıyor.
Örneğin seçtiğiniz pakete özel ek RAM, disk, CPU çekirdeği gibi şeyleri de satın alabiliyorsunuz. Böylece tamamen isteğinize uygun bir hale getirebiliyorsunuz.
Kurulum aşamasındaysa Ubuntu, FreeBSD, Windows, Debian dahil olmak üzere birçok işletim sistemini tek tıkla seçip kurabiliyorsunuz.
Sunucular Tier III standartlarına sahip veri merkezlerinde barındırılıyor. Bu da demek oluyor ki sunucularınız elektrik kesintilerine karşı yüksek korumaya sahip.
1 Gbit porta sahipsiniz ve sunucularda trafik limitlemesi yok! Dilerseniz de 10 aylık ücret ödeyerek 12 ay kullanabiliyorsunuz.
İstanbul lokasyonunda çalışan kaliteli VDS satın almak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. Bültene sponsor oldukları için teşekkür ediyoruz.
Şimdi haberlere geçelim!
AMD ve Intel x86 mimarisi için bir danışma grubu kurdular ve bu grubun içerisinde Linus Torvalds, Tim Sweeney, Meta, Google, Microsoft, HP gibi birçok isim bulunuyor.
x86 bildiğiniz üzere şu an bilgisayarlarımızda ve bir çok veri merkezinde çalışan işlemci mimarisi. Grubun amacıysa x86'yı daha yenilikçi, uyumlu ve esnek yapmak. AMD ve Intel burada gücünü birleştirecek ve diğer üyelerden de geri bildirim alacaklar.
Peki niye böyle bir şey yapıldı? ARM mimarisi son zamanlarda büyük bir başarı yakaladı. Özellikle Mac tarafında ve şu an Windows çalıştıran birçok ARM işlemci de fena diyemeyeceğimiz bir pozisyonda. Diğer mimarilerin öne geçmesini engellemek ve x86'nı dominant kalmasını sağlamak için yapılmış bir hamle diyebiliriz.
Başarılır olur mu? Onu bize zaman gösterecek.
Apple'ın yapay zeka araştırma ekibi büyük dil modellerinin akıl yürütme yeteneklerinde önemli zayıflıklar tespit etti.
Çalışma'da Apple önde gelen birçok yapay zeka modelini teste tabii tutmuş ve mantıksal soruları sorulduğunda en ufak bir kelime değişikliğinde bile modellerin güvenilirliğini zayıflatan büyük performans kayıpları bulmuşlar.
Biz bu konuyu konuşuyoruz, her seferinde diyorum ki sevgili dostlar şu anki YZ dediğimiz şey tamamen bir kelime doldurmadan ibaret. Bir sonraki kelimeyi tahmin ediyor. Her seferinde de yorumlara birisi çıkıp diyor ki e sen de geçmiş deneyimlerinden öğrenmedin mi?
İnsanın geçmiş deneyim öğrenimiyle şu an makine öğrenimini bir tutuyor bazı arkadaşlar. Bakın çok basit bir örnek vereyim neden OpenAI "strawberry" kelimesinde kaç r var sorusunu özellikle demoda gösterdi?
Madem yapay zekalar bizim düşündüğümüz gibi düşünseydi çok basit bir şekilde kaç tane r olduğunu bulamaz mıydı? Bulamıyor çünkü tek yaptığı şey bir sonraki kelimeyi tahmin etmek. Düşünmüyor ve muhakeme yapamıyor.
Yapay zekanın halüsinasyon görüp olmayan bilgileri üretme nedeni de bu. Bir sonraki kelimeyi tahmin ederken sapıtıyor ve yanlış tahmin ediyor. Sonra karşınıza olmayan bilgiler çıkıyor.
Gelecekte belki farklı bir makine öğrenimi algoritmasıyla bunu yapabilen yapay zekalar gelebilir, gelemez demiyorum. Şu an o noktada değiliz ama bazı insanlara anlatamıyoruz maalesef.
Vikipedi'de bazı editörler yapay zekayı kullanarak makale yazıyor ve bu makalelerin bazıları uydurmadan ibaret. Mesela bir editör 1400'deki bir Osmanlı kalesi hakkında yapay zeka kullanarak 2000 kelimelik bir makale yazmış. YZ ile yazıldığı ve böyle bir kalenin olmadığı fark edilince silinmiş.
Vikipedi sırf bu iş için bir ekip kurmuş. Yapay zekalı noktaları tespit edip silen bir grup var ama ne kadar önüne geçebilirler bilmiyorum.
Vikipedi çok güzel bir kaynak, inanılmaz içerikler var ama belki yapay zekanın bu kadar yükselmesinin ardından editör olma standartlarına tekrar göz atmaları gerekebilir.
Passkeyler Fido Birliğinin yeni duyurduğu spesifikasyon ile birlikte artık dışa ve içe aktarılabilir olacak.
Passkey ne bilmiyorsanız şifrelerin yerini almaya çalışan "şifresiz" yeni sistem. Passkeyler ile birlikte USB cihazınız, telefonunuz, bilgisayarınız ya da şifre yöneticiniz, şifre olmadan hesabınıza erişmenize olanak sağlıyor.
Passkeylerin en büyük sıkıntılarından birisi, diyelim ben telefonumda bir Passkey oluşturdum ama bunu başka bir cihaza aktaramıyorum dolayısıyla hesabımda bir tek passkey kullanırsam ve şifrem yoksa potansiyel olarak hesabıma erişemeyebilirim.
Bu yeni güncellemeyle birlikte passkeyler dışa ve içe aktarılabilir olacak. Böylece passkeyleri taşıyabileceksiniz.
Güzel bir gelişme ama ben kendi hayatımda hala passkey kullanmıyorum. Siz kullanıyor musunuz? Yorumlara yazarsınız.
2023'te bulundan 138 açığın %70'i sıfır gün açıklarıymış ve bu da kötü bir trendin habercisi. Sıfır gün açıklarını bilmeyenler için söyleyelim; bir açığın yazılımı geliştirenlerden önce bulunup saldırılarda kullanılmasına sıfır gün açığı diyoruz.
Yani sen yazılımda bir açık buldun ve gidip milleti hackliyorsun, yazılmın sahibiyse bundan sonradan haberdar oluyor. 2023'teki 138 açığın 97'sinin sıfır gün açığı olması demek şu anda da aktif olarak bilmediğimzi ve hackerlar tarafından kullanılan açıkların olduğunun işareti olabilir.
İşin daha da sıkıntılı yanı açıklara karşı gereken yanıt süreleri git gide daralıyor.
Yeni ortaya çıkan bir güvenlik açığının istismar edilme süresi 5 güne düşmüş durumda. Karşılaştırmak gerekirse 2018-2019 yıllarında bu süre 63 gün, 2021-2022'de 32 günken şu an 5 güne düştü.
Normalde bu sıfır gün açıklarının yüksek makamlardaki insanlar için kullanıldığını düşünürüz değil mi? Bulması patlatması zor oluyorlar ve birileri hedeflenecekse normal kullanıcı değil yüksek profilli insanlar olur. Ama artık bu trendlerin bize gösterdiği şey normal kullanıcıların da sıfır gün açıklarından etkilenebileceği yönünde.
Bunun önüne nasıl geçeceğiz? Teknoloji güvenliği hakkında daha bilinçli olacağız. Yazılımları zamanında güncelleyeceğiz. Şimdilik kullanıcı olarak başka yapabileceğimiz bir şey yok.
TikTok'un çatı şirketi ByteDance devletlere veri mahremiyeti ödemesi yapmak için kenara 1 milyar dolar bütçe ayırmış. Bu ne demek oluyor? Muhtemelen bu sene de ceza yiyeceğiz, kenara ayıralım da öderiz.
Zaten bütün büyük firmalar bunu yapıyor. Günümüz ceza sistemindeki ana problemlerden birisi bu. Adamların kazandığı para yanında ceza o kadar hafif kalıyor ki 1 yıl öncesinden bu parayı kenara koyup kendilerini hazır hissedebilyorlar.
X kullanıcılarının dikkatine artık paylaşımlarınız üçüncü parti yapay zekalara eğitim amaçlı satılabilir. Eğer ki paylaşımlarınızın yapay zeka eğitimi için satılıp kullanılmasını istemiyorsanız ayarlardan bunu kapatmanız gerekecek.
Microsoft, Kasım ayında Android'de mağaza açıp oyun satmaya başlayacak. Geçen hafta mahkeme kararı nedeniyle Google'ın Play Store içerisinde market uygulamalarına izin vereceğini konuşmuştuk.
Microsoft'ta bu karardan yararlanarak kendi mağazasını açacak ve komisyonsuz oyun satacak. Muhtemelen ilk başta oyuncular için daha iyi bir deneyim olur çünkü araya Google komisyonu girmediği için daha ucuza oyun alabilirsiniz ama sonra Microsoft bunu kötüye kullanıp kendi komisyon sokar mı orasını bilmiyorum.
Steam'de oyuna para öderken artık Steam size açık açık oyunu satın almadığınızı bir lisans aldığınızı söylüyor.
Yazılarına bakacak olursak: Dijital bir ürün satın alımı, Steam'de ürün için bir lisans sağlar. Tam hüküm ve koşullar için lütfen Steam Abonelik Sözleşmesi'ne bakınız.
Bunu yapmalarının nedeniyse yine 2 hafta önceki Teknoloji Raporunda bahsettiğimiz Kaliforniya yasası. Kaliforniya valisi eğer ki bir ürüne gerçekten sahip olmuyorsan ve lisanslıyorsan şirketlerin bunu açık açık belirtmesini zorunlu kılmıştı.
Bu ne demek oluyor? Size hep söylediğim ve dilimde tüy biten konu, Steam'deki oyunlar sizin değil. Size ait değil. Önceden DVD satın alırdınız oyun tamamen sizin olurdu ya, ölene kadar kullanabilirdiniz yahut arkadaşınızla paylaşabilirdiniz. Steam'den oyun aldığınızda bunların hiçbirisi geçerli değil. O oyun Yusuf İpek'in olmuyor. Steam sana sadece kendi kuralları çerçevesinde oynama hakkı tanıyor.
Bunun alternatifini soranlar oluyor hep, ne yapalım her oyunu Blu Ray mi alalım? Hayır, güzel bir alternatifimiz zaten var GOG. Evet GOG'da oyunlar daha pahalı ama en azından %100 sahibi siz oluyorsunuz. Tamamen DRM'siz oyunlar.
Bu arada şimdi Steam'in Türkçe satın alma sayfasına girdim, Türkiye bölgesi için böyle bir yazı göremedim ben maalesef. Buradaki yetkililere de sesleniyorum. Umarım Kaliforniya'daki zorunluluğu Türkiye'ye de getirirler. Türk vatandaşlarının da neyi satın aldığını bilip bilmemeye hakkı var.
DLSS 3 Frame Generation Linux'a geliyor! Şu an bazı proton sürümlerinde test ediliyor, denemek isterseniz test sürümlerini indirip deneyebilirsiniz ama muhtemelen ilerleyen aylarda ana Proton sürümlerine de gelecektir.
Google Android'e Linux terminali getirecek. Şu an geliştiricilere açık olan sürümde Linux terminalini aktif hale getirebiliyorsunuz. Arkada sanal makine olarak Debian'ı kuruyor ve komutlar çalıştırabiliyorsunuz.
Aslında Google'ın bunu yapmasındaki esas amacı Chromebooklarda Linux'un daha entegre çalışması. Böylece Android Studio gibi birçok yazılımı Chromebooklarda çalıştırabileceksiniz.
Tabii Android'e etki etmesi de güzel. Android'in işlemci mimarisi x86 olmadığı için muhtemelen birçok Linux yazılımını çalıştıramayacağız ama bu adımlar birlikte ilerleyen zamanlarda Android sadece mobil platformu olmaktan da öte tabletin masaüstüne daha rahat çevrildiği tam bir işletim sistemine evrilebilir.
Winamp yazılımının kaynak kodları Github'dan tamamen kaldırıldı. Hatırlayacak olursanız Winamp'ın açık kaynak olduğunu haftalar önce konuşmuştuk ve size demiştim ki Winamp'a bu haliyle kimse katkı yapmaz.
Açık kaynak yapmışsın ama öyle kapalı bir açık kaynak lisansı ki sadece değişiklik yapabiliyorsun ama bu değişikliğini yayınlayamıyorsun bile. Sen koda katkı yap biz kullanalım mantığında geliştiricilerin emeğini yiyen açık kaynak lisanlar genelde çalışmaz. Bu da çalışmadı.
Açıkçası yazık oldu. Keşke koddaki özel mülkiyet kısımlar silinip GPL gibi özgür yazılım lisansıyla yayınlasalardı. Şu an çok daha popüler ve farklı bir noktada olabilirdi.
YouTube Premium Lite aboneliğini yeniden test ediyor. İlk defa 2021'de Avrupa'da test edip sonra yapmama kararı vermişlerdi. Şu an Avustralya, Almanya ve Tayland'da Premium Lite aboneliğini tekrar test ediyorlar.
Ne içerecek? Normal videolar reklamsız olacak ama müzik videolarıyla shorts video aralarında reklam göreceksiniz. Üstüne ana sayfada veya diğer bölgelerde reklam görmeye devam edeceksiniz.
Avustralyada normal premium fiyatı 17 lite aboneliğiyse 9 Avustralya Doları olarak belirtilmiş. Lite aboneliği %50 daha ucuz diyebiliriz. Aynı mantıkla gidecek olursak Türkiye'ye de 25₺ civarına gelebilir. Siz ne düşünüyorsunuz? Böyle bir şey alır mıydınız?
Windows 10'un desteğinin bitmesine artık 1 yıldan az bir süre kaldı. 10 Ekim 2025 tarihinde Windows 10'un desteği bitecek ama işin sıkıntılı yanı Windows kullanıcılarının yarısından fazlası hala Windows 10 kullanıyor.
Bazı insanlar Windows 11'e geçemiyor bile çünkü sistem gereksinimlerini karşılamıyorlar. Geçebilen kesimin büyük kısmı da geçmek istemiyor. Suçlayamıyorum çünkü Windows 11'in 10'a kıyasla masaya koyduğu büyük bir olay yok. Evet yenilikler var ama aman Allah'ım diyebileceğimiz yenilikler değil. Tam tersi kullanıcının istemediği bir sürü sıkıntısını da beraber getiriyor.
Siz Windows 10 mu 11 mi kullanıyorsunuz? 11'e geçmiyorsanız neden geçmiyorsunuz yorumlara yazarsınız. Biliyorsunuz ben bir Linux kullanıcısıyım ama Linux'tan önce yıllarca Windows kullandım ve bana soracak olsanız kesinlikle Windows 10'u 11'e tercih ederdim.
Microsoft bence en son çıkardığımız işletim sistemi Windows 10 dediklerinde sözlerine sadık kalmalıydılar. Windows 11'e getirdikleri bütün yenilikleri 10'a güncelleme olarak verebilirlerdi ama muhtemelen daha fazla para kazanmak istediklerinden sözlerinde durmadılar.
Bu konu hakkındaki son yorumum ve tahminim şu olacak; muhtemelen Microsoft Windows 10 kullanıcı sayısı %20'ye düşene kadar işletim sistemini güvenlik güncelmeleriyle de olsa desteklemeye devam edecek. Önümüzdeki aylarda bunun haberini alacağımızı düşünüyorum.
Bu arada Windows 11'le ve 10'u kıyaslamışken, geçmişte Windows 11'in neden kullanılmadığına dair detaylı bir video yapmıştım. Neden insanların Windows 11'i tercih etmediğini merak ediyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Bu hafta Linux'taki saçma bir varsayılan ayar hakkında konuşuyoruz.
Bu haftaki bültenin de sonuna geldik, haftaya görüşmek üzere!