Herkese selamlar dostlar! Yeni bir bölüme hoş geldiniz. Bugün 19 Ekim 2025.
Microsoft’un efsane işletim sistemi Windows 10 için yolun sonuna gelindi. Resmi destek süresi sona erdi. Artık kullanıcıların önünde üç seçenek var: bilgisayarları uygunsa Windows 11’e yükseltmek, yeni bir bilgisayar almak ya da uzatılmış güvenlik güncellemesini etkinleştirip bir yıl daha Windows 10’da kalmak.
Asıl sorun şu: hâlâ bilgisayarların yaklaşık %40’ı Windows 10 kullanıyor. Bu da neredeyse her iki cihazdan birinin güvenlik güncellemesi almaması anlamına geliyor. Böylesine büyük bir kullanıcı kitlesinin savunmasız kalması ciddi güvenlik açıklarına yol açabilir.

Eğer geçiş yapmaya niyetiniz yoksa, ayarlardan “güncellemeler” kısmına girip uzatılmış güvenlik güncellemesini aktif etmenizi tavsiye ederim. Böylece bir yıl boyunca sisteminiz güncel kalacak.

Bir yıl sonra ne olacağı ise Microsoft’un stratejisine bağlı. Eğer o tarihte Windows 10’un pazar payı hâlâ %30-40 civarındaysa, şirketin destek süresini bir kez daha uzatması muhtemel. Ama %10’lara düşerse artık yolun sonu tamamen gelmiş demektir. Benim tahminim: seneye bu zamanlar Windows 10’un payı %25-30 bandına iner.
Desteğin bitişine günler kala Windows 11’e geçmek isteyen kullanıcılar için komik bir aksilik yaşandı. Windows’un resmi ISO yazdırma aracı Windows 10 cihazlarında çalışmaz hale geldi.
Yani tam “tamam, artık geçeyim” dediğiniz anda araç sizi yarı yolda bırakıyor. Neyse ki rufus gibi üçüncü parti alternatifler hâlâ gayet iyi çalışıyor. Üstelik bu araçlar, Windows 11’in bazı gereksinimlerini de bypass edebiliyor.
Google, popüler video üretim modeli Veo 3’e yeni bir güncelleme yayınladı. Yeni sürüm artık girdilere çok daha sadık kalıyor, ses efektleriyle müzik kalitesini artırıyor ve hem yatay hem dikey videolar üretebiliyor. Önceki model yalnızca yatay formatı destekliyordu.
Artık Veo 3.1’e kısa bir video klip verip “bu kişiyi veya objeyi ekle” diyebiliyorsunuz. Aynı şekilde istemediğiniz unsurları da silebiliyorsunuz. Ayrıca başlangıç ve bitiş olarak iki referans fotoğraf yükleyip aradaki geçişi otomatik olarak oluşturmak da mümkün hale geldi. Bunlar da özellikle film tarzı işler yapanlar için büyük kolaylık sunuyor.
OpenAI’ın Sora modelinin tekrar gündem olmasıyla birlikte Google’ın bu güncellemeyi duyurması tesadüf değil. Görünüşe göre rekabet hız kesmeden devam ediyor. Veo 3.1, görsel kaliteyi ve kontrolü bir üst seviyeye taşıyor. Yeni modeli Google Flow aracı üzerinden deneyebilirsiniz.
Video üretiminden bahsetmişken Japon hükümeti, OpenAI’a resmî bir uyarı gönderdi. Telif hakkı ihlallerinden kaçınılması gerektiğini belirten açıklamada, anime ve manganın “yerine konulamaz kültürel hazineler” olduğu vurgulandı.
Bu çağrının etkili olacağına pek ihtimal yok. Çünkü ne OpenAI ne de diğer büyük yapay zeka şirketleri telif haklarını gerçekten ciddiye alıyor. Açık bir yaptırım ya da para cezası olmadığı sürece bu şirketlerin “etik” sınırlarını genişletmeye devam edeceğini söylemek yanlış olmaz.
Anthropic, “Claude 4.5 Haiku” adını verdiği yeni küçük modelini tanıttı. İlginç olan nokta şu: bu model, dört ay önce çıkan orta seviye “Claude Sonnet 4” ile benzer performans veriyor, hatta bazı testlerde onu geçmeyi başarıyor.

Haiku 4.5, çok daha az maliyetle çok daha hızlı çalışıyor. Bu da onu günlük kullanımda ve yazılım geliştirme süreçlerinde ideal hale getiriyor. Ben de birkaç senaryo denedim ve performansından oldukça memnun kaldım. Eğer Sonnet 4’ü sevdiyseniz, Haiku 4.5 kesinlikle hoşunuza gidecektir.
Apple, kullanıcının hiçbir şeye tıklamadan enfekte olmasına yol açan sıfır tıklama uzaktan kod yürütme açıkları için ödülleri 2 milyon dolara yükseltti. Belirli bonus kriterlerini karşılarsanız ödülünüz 5 milyon dolara kadar çıkabiliyor.
Tek tıkla kötü amaçlı yazılım bulaştırma, yetkisiz bulut erişimi, WebKit’te imzasız kod yürütme gibi kategorilerde bir milyon dolara varan yeni ödüller var. Ödül artışı, açıkları önce etik şekilde raporlamak için üreticilerin cazibesini arttıran bir şey. Zira etik dışı aktörler bu açıklar için on milyonlar ödeyebiliyor.
Yapay zeka destekli bir araştırma, ünlü açık kaynaklı curl projesinde 50 gerçek yazılım hatası tespit etti. Bu sonuç, geçmişte bazılarının yapay zekanın saçma hatalar ürettiğini iddia etmesine rağmen araçların doğru kullanıldığında çok etkili olabileceğini gösteriyor.
Projenin bakımcısı geçmişte yapay zekayla ilgili sorunlar yaşandığını söylemişti. Ancak bu vaka, sorunun araçta değil kullanıcı yaklaşımında olduğuna işaret ediyor. Kaç hatanın güvenlik açığına dönüştüğünü tam bilmiyoruz; yine de curl gibi yerleşik projelerde 50 açığın bulunması bence ciddi bir başarı.
Google, hesabınız için 10 kişiye kadar "güvendiğim kişiler" eklemenize izin veren bir özellik getiriyor. Şifrenizi unuttuğunuzda Google bu kişilere kurtarma kodu gönderiyor; onlar da size iletebiliyor.
Mantıken pratik bir çözüm ama sosyal mühendislik saldırılarına açık olabilir. Yapay zeka destekli ses klonlama gibi teknolojilerle bir kişinin taklit edilmesi mümkün. Ayrıca güvendiğiniz kişinin hesabı ele geçirilmişse sistem zayıf hale gelir. Bu özelliği kullanacaksanız, yetki verdiğiniz kişilerin dijital hijyenine dikkat etmeniz önemli.
OpenAI’ın, ChatGPT sohbet kayıtlarını zorunlu olarak saklamasına dair mahkeme kararı kaldırıldı. Engadget’ın haberine göre, artık şirket kullanıcılar sohbetlerini sildiğinde bu verileri sunucularından da kaldırabilecek.
Hatırlarsanız 2023 sonunda The New York Times, içeriklerinin izinsiz kullanıldığı iddiasıyla OpenAI’a dava açmış ve bu yılın Mayıs ayında OpenAI’ın bazı önemli verileri gizlediğini öne sürmüştü. Mahkeme, NYT lehine karar vererek OpenAI’a tüm kullanıcı sohbetlerini (API konuşmaları dâhil) belirli bir süre boyunca saklama zorunluluğu getirmişti.
Yeni kararla birlikte bu zorunluluk büyük oranda kalkmış durumda. OpenAI, yalnızca mahkemenin belirlediği birkaç özel veri grubunu korumakla yükümlü olacak. Bunun dışında kullanıcı sohbetleri artık normal şekilde silinebilecek.
Veri gizliliği konusunda rahatsız olan kullanıcılar için bu önemli bir adım. Yine de asıl merak edilen soru şu: The New York Times istediğini aldı mı? Davanın nihai sonucu henüz belli değil, ancak bu gelişme OpenAI cephesi için önemli bir rahatlama anlamına geliyor.
Mozilla, Firefox tarayıcısına yerleşik bir VPN sistemi eklemeye hazırlanıyor. Yeni özellik sayesinde kullanıcılar, adres çubuğunun yanındaki butona tıklayarak kolayca VPN’i aktif edebilecek. Şu an yalnızca sınırlı sayıda kullanıcıyla test ediliyor ancak ilerleyen dönemde herkesin erişimine açılması planlanıyor.
Mozilla, VPN üzerinden kullanıcıların ziyaret ettiği sitelerin kaydedilmeyeceğini söylüyor. Ancak bağlantı hataları, bant genişliği kullanımı gibi teknik veriler toplanacak ve üç ay sonra silinecek. Bu da sistemin hem güvenli hem şeffaf olacağı anlamına geliyor.
Tarayıcıya gömülü VPN fikri oldukça faydalı, özellikle acil durumlarda büyük bir kolaylık sağlayabilir. Üstelik Mozilla gibi mahremiyete önem veren bir kurumun bunu yapıyor olması, güven açısından da önemli bir artı puan.
Özgür Yazılım Vakfı (FSF), Android telefonları özel mülkiyet yazılımlarından arındırmak amacıyla LibrePhone projesini başlattı. Girişimin temel hedefi, Android cihazlardaki kapalı kaynak sürücü ve yazılımları tersine mühendislikle çözüp tamamen özgür alternatiflerle değiştirmek.
Plan, en az özel mülkiyet bileşenine sahip bir cihaz belirleyip bu cihaz üzerinde tamamen açık kaynaklı bir sistem kurmak. Projenin başında OpenStreetMap, DejaGNU ve Gnash gibi özgür yazılım projelerinin de geliştiricisi olan Rob Savoye bulunuyor.
Gerçekçi olmak gerekirse her cihazda bunu başarmak zor, ancak birkaç örnek telefon bile geliştirilebilirse büyük bir fark yaratabilir. Özgür Yazılım Vakfı’na bu cesur girişiminde başarılar diliyoruz.
Apple, yeni M5 çipini tanıttı ve Vision Pro’yu da bu işlemciyle güncelledi. Artık uygulamalar daha hızlı açılıyor, web gezintisi çok daha akıcı hale geliyor. Yeni modelde 10 çekirdekli M5 çip bulunuyor ve ekran tarafında daha yüksek piksel yoğunluğu ile 120 Hz yenileme hızı sunuluyor.

Batarya süresi ise 2,5–3 saat seviyesine çıkarılmış. Ayrıca yeni “Dual Knit Band” adlı kafa bandı, cihazın kafada daha dengeli ve rahat durmasını sağlıyor. Vision Pro, ABD’de 3499 dolardan başlayan fiyatlarla satışa çıkacak. Görünüşe bakılırsa küçük iyileştirmeler dışında büyük bir sıçrama yok.
M5 çipi, M4’e göre çoklu işlem performansında %15 daha hızlı çalışıyor ve birleşik bellek bant genişliğini %30 artırıyor. GPU tarafında ise özellikle yapay zekâ işlemlerinde 4 kata varan iyileştirme sağlanıyor.
M1’e kıyasla toplamda 6 katlık bir performans farkı var. Fakat günlük kullanıcı açısından bu farkların çoğu hissedilir düzeyde değil. M4 kullanan biri için geçiş şart değil; ama yeni cihaz alacaklar için M5 tabanlı sistemler geleceğe biraz daha dayanıklı görünüyor.
Yeni MacBook Pro da M5 çiple birlikte güncellendi. GPU performansı %30 artarken, yapay zekâ tabanlı işlerde 4 kata kadar iyileştirme sağlanmış. Bellek bant genişliği %27,5 yükselmiş olsa da çekirdek sayısı M4 ile aynı kalıyor.
Tasarımda veya port diziliminde bir değişiklik yok. 16 GB RAM ve 512 GB depolama ile 1599 dolardan satışa sunuluyor. Donanım yenilemesi dışında, MacBook Pro serisinde de devrimsel bir değişiklik var diyemiyoruz.
Yeni iPad Pro’lar da ön siparişe açıldı. 11 inç modeli 999 $, 13 inç versiyonu ise 1299 $ başlangıç fiyatına sahip. Geçen yılki M4 tasarımı birebir korunmuş.
Yalnızca M5 çipin sunduğu hız avantajı mevcut. M4 çipi tabletinizde yetmediğini düşünüyorsanız ki bunu diyecek insan sayısı bir elin parmağını geçmez, M5 çipli iPad'ler sizin için hazır.
Güvenliğiyle tanınan GrapheneOS ekibi, yeni bir donanım üreticisiyle ortaklık kurduklarını açıkladı. Normalde sadece Pixel cihazlarında çalışan sistem, Google’ın son dönemde Pixel firmware erişimini kısıtlamasıyla zor duruma düşmüştü.
Yeni ortak sayesinde GrapheneOS artık daha fazla ülkede erişilebilir hale gelecek. Henüz üreticinin adı açıklanmadı, ancak ilk GrapheneOS yüklü cihazların 2026’nın ikinci çeyreğinde piyasaya çıkması bekleniyor. Pixel’in resmî olarak satılmadığı ülkeler için bu büyük bir kazanç olacak.
YouTube oynatıcı arayüzünü yeniledi. İkonlar ve kontroller daha görünür hale geldi. Teknik açıdan temiz bir güncelleme. Görsel hiyerarşi güçlenmiş, erişilebilirlik artmış.
Arayüz değişince kullanıcıların ilk tepkisi genelde olumsuz olur. Yıllardır aynı yerlerde duran butonlar yer değiştirince “çirkin” hissi doğuyor. Ama zamanla insanlar alışacaktır.
X’e gelen güncellemeyle profil kartında daha fazla bilgi görünecek: platforma katılım tarihi, erişim yöntemi, kullanıcı adı değişim sayısı ve bağlandığı bölge gibi bilgiler.

Kendim X'i pek kullanmıyorum ama düzenli kullananlar için bu metrikler faydalı olacaktır çünkü X platformunda bot ve troll sayısının fazla olduğunu biliyorum.
Chrome, uzun süredir ziyaret etmediğiniz sitelerin bildirim izinlerini kendiliğinden iptal edecek. İptal sonrası kısa bir bilgilendirme göreceksiniz. İsterseniz tek tıkla geri açabilirsiniz.

Google’a göre bildirimlerin yalnızca %1’i etkileşim yaratıyor. Bu yaptıkları hamle gereksiz bildirimleri azaltıyor. Benim yaklaşımım net: mümkün olduğunca az izin. Dikkat, en kıymetli kaynağımız.
Birçok şirket sürekli yeni yazılımlar satın alarak hataya düşüyor. Eğer siz de bu kısır döngüye girmek istemiyorsanız, sponsorumuz Bitrix24'ün sunduğu tek portal çözümüne göz atmanızda fayda var.



Bağlantıya tıklayarak Bitrix24'ü ücretsiz deneyebilir, ekibinize yepyeni bir düzen kazandırabilirsiniz. Bültene sponsor oldukları için Bitrix24’e teşekkür ediyoruz.
Bu hafta Omarchy Linux'u beraber inceliyoruz.
Bu haftaki bültenin de sonuna geldik, haftaya görüşmek üzere!
