Herkese selamlar dostlar! Yeni bir bölüme hoş geldiniz. Bugün 19 Ağustos 2025.
WinRar'da kullanıcıları ciddi şekilde tehdit eden önemli bir sıfır gün açığı keşfedildi. Bu açık siber saldırganlar tarafından aktif olarak kullanılıyor ve eğer WinRar'ı güncellemediyseniz, büyük bir risk altındasınız demektir.
Saldırganlar tarafından özel olarak hazırlanmış bir RAR dosyasını düşünün. Siz bu arşivdeki masum gözüken bir dosyayı herhangi bir klasöre çıkarttığınızda, saldırgan sizin haberiniz olmadan, arşivin içine gizlenmiş zararlı bir dosyayı istediği bir konuma çıkartabiliyor.
Saldırganların bu yöntemi, zararlı yazılımı doğrudan Windows'un başlangıç (autostart) klasörüne çıkartmak için kullandığı tespit edilmiş. Bu sayede, siz bilgisayarınızı her yeniden başlattığınızda, zararlı yazılım otomatik olarak çalışmaya başlıyor ve sisteminize sızmış oluyor.
Bilmeyenler için "sıfır gün açığı" (zero-day), bir yazılımda bulunan ve yazılım geliştiricisinin henüz haberinin olmadığı ancak siber saldırganlar tarafından aktif olarak kullanılan güvenlik zafiyetlerine verilen isimdir.
Bu açık da maalesef hali hazırda Rus bir hacker grubu tarafından aktif olarak kullanılıyormuş. Açığın ne kadar süredir kullanıldığı veya başka grupların da bu zafiyetten haberdar olup olmadığı ise belirsiz.
WinRar ekibi bu durumu fark edip bir güvenlik güncellemesi yayınlayarak açığı kapattı. Yalnız burada çok kritik bir sorun var: WinRar, kendini otomatik güncelleyen bir yazılım değil. Bu da demek oluyor ki, milyonlarca kullanıcı bu tehlikeden habersiz bir şekilde savunmasız kalmaya devam edecek.
Eğer 7.12 sürümünün altında bir WinRar kullanıyorsanız, bu açıktan etkileniyorsunuz. Güvenlik açığının puanı ise 10 üzerinden 8.4 olarak belirlenmiş, yani hem kritik hem de siber saldırganlar tarafından kolayca sömürülebilir bir açık.
Şimdi oturup düşünelim; çoğu insan bu durumdan haberi olmadığı için WinRar'ı güncellemeyecek. İnternetten indirdikleri zararsız bir RAR arşivi gibi gözüken bir dosyayı açtıklarında, aslında kendi elleriyle bilgisayarlarına virüs bulaştırmış olacaklar. Bu durumdan haberdar olan diğer kötü niyetli kişiler de bu dakikadan sonra bu açığı kullanmaya başlayacaktır.
Kısacası durum üzücü ve bir o kadar da tehlikeli. Lütfen bu haberi ciddiye alın ve ilk iş olarak WinRar sürümünüzü kontrol edip gerekli güncellemeyi yapın.
Görünüşe göre OpenAI'ın büyük bir heyecanla yayınladığı GPT-5, kullanıcılar tarafından pek de sevilmedi. Hatta o kadar çok şikayet geldi ki, OpenAI geri adım atmak zorunda kaldı.
Kullanıcıların en büyük şikayeti, GPT-5'in "kişiliği" üzerine oldu. Bir önceki model olan GPT-4o'nun daha samimi ve arkadaş canlısı tavrına alışan kullanıcılar, GPT-5'i fazla resmi, ruhsuz ve "sekreter gibi" bulduklarını belirttiler. Demek ki insanlar bu yapay zekaları adeta birer arkadaşları gibi kullanıyorlar ki, kişilik değişimi bu kadar büyük bir tepki topladı.
Tek sorun kişilik de değildi. Birçok kullanıcı, GPT-5 ile birlikte daha önce kurdukları iş akışlarının bozulduğunu raporladı. Üstüne üstlük, "GPT-5 Thinking" modeline getirilen 200 mesajlık limit, bardağı taşıran son damla oldu. Bu limiti dolduran kullanıcılar, sevdikleri eski modele de geri dönemiyorlardı.
Yoğun eleştiriler üzerine OpenAI CEO'su Sam Altman bir özür diledi ve kullanıcıların sesine kulak verdiklerini açıkladı. Bu açıklamayla birlikte, isteyen Plus kullanıcılarının tekrar GPT-4o modelini seçebilmesi için sistemi güncellediler.
Gizmodo'nun yaptığı bir habere göre, en yeni ve en gelişmiş yapay zeka modelleri bile hâlâ temel mantık hataları yapıp bilgi uydurmaya devam ediyor.
Yapılan testte yapay zekadan basit bir istekte bulunuluyor: "İçerisinde 'R' harfi geçmeyen ABD eyaletlerini say." GPT-5'in verdiği cevapta Vermont ve Oregon gibi içerisinde "R" harfi geçen eyaletler de yer alıyor.
İşin ilginç kısmı ise bundan sonra başlıyor. Modele, "Vermont ve Oregon'da 'R' harfi var, bunları neden saydın?" diye sorulduğunda GPT-5, "Haklısın, onlarda 'R' harfi yok, benim hatam." diyerek kendini daha da komik bir duruma düşürüyor. Bu cevap modelin aslında ne söylediğini "anlamadığını", sadece istatistiksel olarak bir sonraki kelimeyi tahmin ettiğini net bir şekilde gösteriyor.
Günümüzdeki yapay zekaların gerçekten "düşünemediğini" zaten biliyorduk ve görünen o ki GPT-5 de bu konuda devrimsel bir ilerleme kaydedememiş.
Yapay zekanın potansiyelini gösteren güzel bir haber de Google'dan geldi. Google'ın "Big Sleep" kod adını verdiği yapay zeka tabanlı bir hata avcısı, çeşitli açık kaynak projelerde tam 20 adet güvenlik açığı keşfetti.
Paylaşılan bilgilere göre yapay zeka, bu açıkları tamamen kendi kendine keşfetmekle kalmıyor, aynı zamanda bu açıkların nasıl sömürülebileceğini de (proof-of-concept) kendisi oluşturuyor. Raporlama aşamasında sürecin sonunda bir insan olsa da, keşif ve tekrarlama tamamen yapay zekaya ait.
Bu durum özellikle kısıtlı bütçelere sahip açık kaynak projeler için harika bir gelişme. Eğer bu başarı tekrarlanabilir ve yaygınlaştırılabilirse, yazılımlarımız eskisinden çok daha güvenli hale gelebilir. Keşfedilen 20 açığın ne kadar kritik olduğu henüz bilinmiyor çünkü şu an düzeltilme aşamasındalar. Önümüzdeki haftalarda bu konuyla ilgili yeni detaylar duyabiliriz.
OpenAI'ın en büyük rakiplerinden Anthropic, sohbet robotu Claude'a uzun zamandır beklenen bir özellik ekledi: Önceki sohbetleri hatırlama.
Bu özellik sayesinde Claude, sizinle yaptığı geçmiş konuşmaları aklında tutarak daha kişiselleştirilmiş ve bağlama uygun cevaplar verebilecek. Artık her sohbete sıfırdan başlamak yerine, sizi tanıyan bir asistanla konuşma deneyimi yaşayabileceksiniz. Claude kullanıcıları için oldukça güzel bir gelişme.
Tıpkı Claude gibi, Google Gemini da artık yaptığınız konuşmaları hatırlayacak. Ancak bu güncelleme, beraberinde önemli bir gizlilik uyarısıyla geliyor.
Google, 2 Eylül'den itibaren Gemini ile yaptığınız ve saklanan konuşmaları, kendi yapay zeka modellerini eğitmek için kullanacağını duyurdu. Eğer verilerinizin bu eğitim sürecine dahil olmasını istemiyorsanız, ayarlardan "Gemini Uygulamaları Etkinliği" seçeneğini, yani sohbet geçmişinizi tamamen kapatmanız gerekiyor.
Bu durum, Gemini'ı rakibi ChatGPT'den ayıran önemli bir nokta. ChatGPT'de sohbet geçmişi özelliğini kullanmaya devam ederken, verilerinizin yapay zeka eğitiminde kullanılmasını engelleyebiliyorsunuz. Gemini ise size "ya hep ya hiç" diyor; ya sohbet geçmişinden tamamen feragat edeceksiniz ya da verilerinizin eğitim için kullanılmasına izin vereceksiniz.
Sık bir Gemini kullanıcısı olarak bu dayatmacı yaklaşımdan hiç hoşlanmadığımı belirtmeliyim. Yakın zamanda ben de verilerimi Gemini'dan tamamen silmeyi planlıyorum. Konuşmalarınızda hassas bilgilere yer veriyorsanız dikkatli olmanızda fayda var.
Yapay zeka ve tıp dünyası hakkında yapılan ilginç bir araştırma, yapay zekaya aşırı güvenmenin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne serdi.
Araştırmada, doktorların kolonoskopi işlemi sırasında kanser riski taşıyan büyümeleri tespit etmelerine yardımcı olan bir yapay zeka aracı kullanılıyor. Doktorlar bu aracı ilk kez kullandıklarında, tespit oranlarının %12.5 arttığı gözlemleniyor. Buraya kadar her şey harika.
Ancak doktorlar bir süre bu yapay zeka yardımcısını kullandıktan sonra aracı kullanmayı bıraktıklarında, tespit oranlarının eskisinden bile daha kötü bir seviyeye, yani %22.4 ile %28 aralığında düştüğü görülüyor.
Tamamen gerçek verilere dayanan bu çalışma, yapay zekaya fazla güvendiğimizde kendi yeteneklerimizin nasıl körelebileceğini net bir şekilde gösteriyor. Bu araştırma doktorlar üzerinde yapılmış olsa da, içerdiği tehdit avukatlardan mühendislere, yazılımcılardan tasarımcılara kadar bütün meslek grupları için geçerli. Yapay zekayı bir yardımcı olarak kullanmak ile ona tamamen bağımlı hale gelmek arasındaki ince çizgiyi korumamız gerekiyor.
Ve yine Meta, tartışmalı bir durumun merkezinde. Reuters tarafından sızdırılan 200 sayfalık şirket içi belgelere göre Meta, yapay zeka sohbet robotlarının zararlı içerikler üretmesini pek de umursamıyor gibi görünüyor.
Belgelere göre şirket; yapay zekanın çocuklarla cinsel içerikli konuşmalar yapmasında, yanlış tıbbi bilgiler vermesinde veya nefret söylemi üretmesinde bir sorun olmadığını belirtmiş. Bu durum, şirketin güvenlik ve etik konusundaki yaklaşımını ciddi şekilde sorgulatıyor.
Bu skandalın ortaya çıkmasının ardından Meta hakkında bir soruşturma başlatıldı. Meta ve Zuckerberg, bir süredir açık kaynak yapay zeka dünyasında "iyi adamı" oynayarak imajlarını düzeltmeye çalışsalar da, şirketin geçmişteki sayısız skandalına baktığımızda dürüst bir yaklaşım beklemek pek de doğru olmazdı.
Defalarca kullanıcı verilerini yasa dışı yollarla takip ettikleri kanıtlandı. Sürekli yeni bir skandal patlak veriyor ama günün sonunda şirkete pek bir şey olmadan yoluna devam ediyor. Muhtemelen bu olaydan sonra da birkaç göstermelik ceza ile konu kapanacaktır.
Yetişkin içerikli web sitelerinde, kullanıcıların haberi olmadan sosyal medya hesaplarını manipüle eden ilginç bir güvenlik zaafiyeti keşfedildi.
Bu saldırının temelinde .svg
uzantılı resim dosyaları yatıyor. Normalde kullandığımız .jpg
veya .png
gibi formatların aksine, .svg
(Scalable Vector Graphics) dosyaları kendi içlerinde script
kodu çalıştırabilirler. Kötü niyetli site sahipleri de bu özellikten faydalanarak masum bir resim dosyasının içine kendi Facebook sayfalarını beğendirecek kodlar gizliyorlar.
Siz bu sitelerden birini ziyaret ettiğinizde, tarayıcınız bu özel hazırlanmış .svg
dosyasını yüklüyor ve arka planda çalışan kodlar, o an giriş yapmış olduğunuz Facebook hesabınız üzerinden ilgili sitenin paylaşımlarını beğenmenize veya sayfasını takip etmenize neden oluyor. Bütün bunlar olup biterken sizin ruhunuz bile duymuyor.
Bu durum tarayıcıların bu tür davranışlara karşı bir önlem alması gerektiğini gösteriyor. Haberimiz olmadan sosyal medya hesaplarımızın kontrol edilmesi oldukça can sıkıcı.
Eğer Firefox tabanlı bir tarayıcı kullanıyorsanız, içerisindeki gelişmiş üçüncü parti çerez koruması sayesinde bu saldırıdan büyük ihtimalle etkilenmezsiniz. Ancak Chromium tabanlı (Google Chrome, Edge, Opera vb.) tarayıcılarda durum daha sıkıntılı gözüküyor.
Açık kaynak dünyasının en köklü ve stabil dağıtımlarından biri olan Debian'ın 13. ana sürümü "Trixie" yayınlandı. Bu yeni sürüm, beraberinde birçok önemli güncelleme ve iyileştirme getiriyor.
Biliyorsunuz, Debian'ın stabil sürümleri yayınlandıktan sonra içerisindeki paketler güvenlik güncellemeleri dışında pek büyük bir sürüm atlamaz. Debian 13 ile birlikte bu döngü tazelendi ve dağıtım içerisindeki paketlerin %60'ından fazlası yeni majör sürümlerine güncellendi.
Debian 13 "Trixie", yayınlandığı günden itibaren yaklaşık 5 yıl boyunca desteklenecek. Bu sürümle gelen en önemli teknik iyileştirmelerden biri ise, 64-bit sistemlerde zaman sayacının taşmasından kaynaklanacak olan "2038 yılı sorunu" için kalıcı bir çözüm getirilmiş olması.
Masaüstü kullanıcıları için de sevindirici haberler var. Popüler masaüstü ortamları en güncel sürümlerine yükseltildi:
Bu sayede Debian kullanıcıları, stabil bir sistemin keyfini çıkarırken aynı zamanda modern bir masaüstü deneyimi de yaşayabilecekler. Tüm Debian kullanıcılarına hayırlı olsun diyelim!
Geçtiğimiz haftalarda Mastercard ve Visa'nın baskıları nedeniyle Steam'in bazı yetişkin içerikli oyunları kaldırdığını ve ödeme sistemlerinde sorunlar yaşadığını konuşmuştuk. Görünüşe göre bu problem, kartel haline gelmiş ödeme işlemcilerinin yeni adımlarıyla daha da büyüyor.
Gelen son haberlere göre, artık dünyanın birçok ülkesinde Steam üzerinden PayPal ile ödeme yapılamıyor. Valve tarafından henüz net bir sebep açıklanmasa da, bu durumun geçtiğimiz haftalardaki yetişkin oyunları kriziyle bağlantılı olduğunu tahmin etmek zor değil.
Bu krizin daha ne kadar büyüyeceği ve bir çözüme kavuşup kavuşmayacağı ise tam bir muamma. Geçen hafta bu sorunun kolay kolay çözülemeyeceğine dair düşüncelerimi belirtmiştim ve bu yeni gelişme maalesef bu düşüncemi pekiştiriyor. Ödeme işlemcileri, oyun platformları üzerinde baskı kurmaya devam ediyor gibi gözüküyor.
Steam'de yaşanan krizin yankıları, Riot Games'in düzenlediği Valorant turnuvasına da sıçradı. Oyuncular, yaşananları protesto etmek isteyince ilginç bir sansür girişimiyle karşılaştılar.
Turnuvanın ana sponsoru olan Mastercard, canlı yayın sohbetinde kendisini protesto eden izleyicilerin engellenmesini istedi. Riot Games yetkililerinden, "Mastercard" kelimesini içeren eleştirel mesajlar yazan izleyicilerin kanaldan yasaklanması talep edildi.
Bu sansür talebine sinirlenen izleyiciler, tepkilerini resmi yayını terk edip turnuvayı yayınlayan resmi olmayan kanallara geçerek gösterdiler.
Bazılarınız, "Yetişkin oyunu seven bu kadar çok mu insan varmış?" diye düşünebilir. Ancak oyuncuların tepkisinin asıl sebebi bu değil. Buradaki asıl tehlike, Mastercard gibi ödeme tekellerinin, insanların yasal olarak satılan hangi ürünleri alıp alamayacağına karar verme gücünü kendilerinde görmeleridir. Bugün "yetişkin oyunları" derler, yarın beğenmedikleri başka bir kitap, film veya oyun için aynı baskıyı kurarlar. Oyuncuların asıl tepkisi de bu tehlikeli gidişata yönelik.
Uzun süredir devam eden çip krizinde ABD, AMD ve NVIDIA nihayet ortak bir yolda buluştu. Biliyorsunuz, ABD hükümeti Çin'in yapay zeka alanında ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla bu ülkeye yüksek performanslı çip satışını yasaklamıştı.
Görünüşe göre bu yasak kararından vazgeçilmiş. Yeni anlaşmaya göre AMD ve NVIDIA'nın Çin'e sattığı her çipten ABD hükümeti %15 vergi alacak. Bu anlaşmanın ABD'ye yıllık 2 milyar dolardan fazla bir gelir getirmesi bekleniyor.
Bu karar farklı kesimlerden farklı tepkiler aldı:
Kısacası herkesin derdi farklı. Bana kalırsa, Çin bir kere böyle bir ambargo tehdidiyle karşılaştığı için artık ne olursa olsun kendi yerli çiplerini geliştirmeye öncelik verecektir.
Çin'den depolama teknolojisinde devrim yaratabilecek bir haber geldi. Bir şirket, SD kart boyutlarında yeni nesil bir SSD tanıtmaya hazırlanıyor.
Tanıtılan prototiplere göre bu yeni SSD, bir MicroSD karttan sadece bir tık daha büyük olacak ve aynı telefonlardaki SIM kart tepsisi gibi bir mekanizmayla takılıp çıkarılabilecek.
Bu minik boyutuna rağmen SSD'nin performansı göz dolduruyor. Saniyede 3700 MB okuma ve yazma hızlarına ulaşabildiği belirtiliyor. Bu da onu günümüzdeki en hızlı MicroSD kartlardan yaklaşık 5 kat daha performanslı yapıyor.
Bu teknoloji, özellikle kameralar ve el konsolları için oldukça pratik ve güçlü bir depolama çözümü sunabilir.
Şu an için en büyük soru işareti, bu yeni teknolojinin mevcut cihazlara ne kadar kolay entegre edilebileceği. Henüz net teknik spesifikasyonlar yayınlanmadığı için bekleyip görmemiz gerekiyor. Ancak potansiyel olarak sektörü değiştirebilecek bir gelişme olduğu kesin.
Kaliforniya'da bir vatandaş, Microsoft'u 3 ay sonra Windows 10 desteğini sonlandıracağı için dava etti. Davacı, dilekçesinde iki önemli noktaya dikkat çekiyor.
İlk olarak, dünya genelindeki bilgisayar kullanıcılarının %43'ünün hâlâ Windows 10 kullandığı belirtiliyor. Desteğin kesilmesi, milyonlarca bireysel kullanıcı ve şirketin siber saldırılara karşı savunmasız kalacağı anlamına geliyor.
İkinci olarak, donanım gereksinimleri nedeniyle Windows 11'e geçemeyen yaklaşık 240 milyon bilgisayarın desteğin kesilmesiyle birlikte elektronik atığa (e-atık) dönüşeceği vurgulanıyor. Bu da hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük bir sorun.
Bu sorunları biz de dile getiriyoruz ama tek bir kişinin açtığı davanın Microsoft gibi bir devi geri adım attırmaya yetip yetmeyeceğini zaman gösterecek.
Reddit, internetin en önemli hafıza kurumlarından biri olan Internet Archive'ın kendi sitesini arşivlemesini engelleyeceğini duyurdu. Biliyorsunuz Internet Archive, web sitelerinin geçmiş sürümlerini saklayarak dijital tarihin kaybolmasının önüne geçen çok değerli bir proje.
Reddit'in bu kararı almasının arkasındaki sebep ise ilginç. Bazı kişi ve kurumların, Internet Archive'daki Reddit arşivini kullanarak kendi yapay zeka modellerini eğittiğini tespit etmişler. Bu durumu engellemek adına böyle radikal bir karar almışlar. Bu, internetin kolektif hafızası için gerçekten kötü bir gelişme.
Yazılım dünyasının en önemli platformu GitHub'da büyük bir yönetim değişikliği yaşanıyor. CEO Thomas Dohmke görevinden ayrılacağını açıkladı.
Bu ayrılıkla birlikte Microsoft, GitHub'daki CEO pozisyonunu tamamen kaldırıyor. Platform artık doğrudan Microsoft'un CoreAI olarak adlandırılan yapay zeka birimine bağlanacak ve buradaki yöneticiler tarafından idare edilecek. İsminden de anlaşılacağı üzere, bu değişiklik GitHub'ı gelecekte çok daha fazla yapay zeka odaklı bir platform haline getirebilir. Umarız Microsoft, GitHub'ın şu anki güzel yapısını bozup onu kullanılamaz bir hale getirmez.
Yapay zeka tabanlı arama motoru Perplexity, Google Chrome'u satın almak için tam 34.5 milyar dolarlık bir teklifte bulundu.
Bildiğiniz gibi Google, ABD'de tekelcilikle mücadele yasaları kapsamında birçok davayla karşı karşıya. Mahkemelerden, Google'ın arama motoru tekelini kırmak için Chrome tarayıcısını satması yönünde bir karar çıkma ihtimali bulunuyor. Perplexity de bu olası satış için şimdiden sıraya girmiş durumda. Henüz Chrome'un satılıp satılmayacağı bile belli değilken bu konunun üzerinde çok durmaya gerek yok ama teknoloji dünyasındaki güç dengelerini değiştirebilecek ilginç bir gelişme.
Google, arama sonuçları için tercih ettiğiniz haber kaynaklarını belirlemenize olanak tanıyan yeni bir özellik getiriyor. Bu özellik sayesinde, güvendiğiniz ve takip ettiğiniz kaynaklar arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer alacak.
Kullanıcının arama motorunu kişiselleştirebilmesi ilk bakışta güzel bir gelişme gibi dursa da, önemli bir riski de beraberinde getiriyor. İnsanların sürekli olarak sadece kendi görüşlerini destekleyen haber kaynaklarını görmesi, onları bir "yankı odasına" (filter bubble) hapsetme potansiyeli taşıyor. Bu durum, farklı görüşlerden haberdar olmayı engelleyerek toplumdaki kutuplaşmayı daha da artırabilir.
İngiltere'den akıllara durgunluk veren bir tavsiye geldi. Hükümet, vatandaşlara su tasarrufu yapmak için gereksiz e-postalarını silmelerini önerdi.
Mantığa göre, sunucularda depolanan her bir veri, o sunucuları soğutmak için enerji ve su harcanmasına neden oluyor. Ancak tüm Birleşik Krallık'ın gereksiz e-postalarını toplasanız muhtemelen birkaç hard diske sığar. Bu siyasetçiler neyin kafasını yaşıyor gerçekten anlamıyorum. İnsanlar üç beş e-posta silince küresel su tüketimi mi azalacak? Milyonlarca litre su tüketen devasa yapay zeka veri merkezlerine odaklanmak yerine böyle komik tavsiyelerle gündem değiştirmeye çalışmaları düşündürücü.
ABD'de bir gıda teknolojisi firması, karbondioksit ve hidrojeni birleştirerek laboratuvar ortamında tereyağı üretmeyi başardı.
Söylenene göre bu yapay tereyağı, gerçeğiyle aynı kokuya ve tada sahip ancak içerisinde hayvansal hiçbir bileşen bulunmuyor. Bu yöntemin en büyük avantajları ise şöyle sıralanıyor:
Projeyi övenler arasında Bill Gates de var. Peki siz böyle bir tereyağını yemek ister miydiniz? Ben insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri araştırılana kadar tüketmek istemezdim.
Yapılan yeni bir araştırma, Google'ın arama motoruna eklediği "AI Overview" (Yapay Zeka Özeti) özelliğinin, haber siteleri ve yayıncıların trafiğini ciddi oranda düşürdüğünü ortaya koydu1.
40'tan fazla büyük site üzerinde yapılan araştırmaya göre, bu özellik yayıncıların tıklanma oranlarını %1 ile %25 arasında azaltıyor. Örneğin, bazı sitelerin tıklanma oranı %5.1'den %0.6'ya kadar düşmüş.
Bu sonuçlar, geçen hafta Google'ın yaptığı "yapay zeka özetlerinin tıklanma oranlarını düşürmediği" yönündeki açıklamayla tamamen çelişiyor. Zaten mantıken de bir kullanıcı aradığı sorunun cevabını direkt olarak özet kısmında aldığında, haberin orijinal kaynağına tıklama ihtiyacı hissetmiyor.
Bu sistemin bu şekilde devam etmesi pek mümkün değil. Çünkü web siteleri tıklanma almazsa para kazanamaz, para kazanamazsa da içerik üretmeyi bırakır. Bu durum, interneti ve bilgiye erişim şeklimizi kökten değiştirebilecek tehlikeli bir yola sokuyor.
Birçok şirket sürekli yeni yazılımlar satın alarak hataya düşüyor. Eğer siz de bu kısır döngüye girmek istemiyorsanız, sponsorumuz Bitrix24'ün sunduğu tek portal çözümüne göz atmanızda fayda var.
Bağlantıya tıklayarak Bitrix24'ü ücretsiz deneyebilir, ekibinize yepyeni bir düzen kazandırabilirsiniz. Bültene sponsor oldukları için Bitrix24’e teşekkür ediyoruz.
İlk videomuzda Dark Web'e nasıl güvenli erişebileceğinizi konuşuyoruz.
İkinci videomuzdaysa size karşı uygulanabilecek hack methodlarını gösteriyorum.
Bu haftaki bültenimizin de sonuna geldik, haftaya görüşmek üzere!